Garanti BBVA’nın Ekonomist dergisi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) iş birliğiyle bu yıl 16.’sını düzenlediği Türkiye’nin Kadın Girişimcileri Yarışması sonuçlandı. 1 Haziran Perşembe günü düzenlenen ödül töreninde dört kategoride kazananlar açıklandı.
Mamajoo Sağlık Ürünleri’nin kurucusu Ayla Müstecaplıoğlu, yarışmada ‘Türkiye’nin Kadın Girişimcisi’ seçildi. Kübra Yurtsever Kargı, Natuva Kokulu Üzüm girişimi ile ‘Türkiye Bölgesinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimci’, Vivosens kurucusu Sevgili Büyükacaroğlu ise ‘Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi’ oldu. Köstebek’e hayat veren Müge Baltacı, “Türkiye’nin Topluma Etki Eden Kadın Girişimcisi” ödülünün sahibi oldu.
“ÜLKEMİZDEKİ KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ ORANI TOPLAM EKOSİSTEM İÇİNDE YÜZDE 14’E ÇIKTI”
Ödül töreninde konuşan Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya, “Garanti BBVA olarak kadının güçlendirilmesine, ekonomide daha fazla söz sahibi olmasına, toplumda ve iş hayatında adil ve eşit fırsatlara sahip olmasına verdiğimiz önem, her işte pusulamız.Kadınların %100 eşitliğe sahip olmadığını biliyoruz.Bizim bir dünyada ilerlememiz ve sürdürülebilirlikten bahsetmemiz mümkün değil.Bu yola çıktığımızda ülkemizdeki kadın girişimci oranı toplam ekosistemde %5’ten %14’e yükseldi.Bu nedenle iş hayatında kadın-erkek eşit oluncaya kadar ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasına destek olmak hepimizin sorumluluğu olmalıdır.100.yılı kutlarken Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünde kadın ve erkeğin her konuda eşit olduğu bir ülke yaratmanın önemi daha da arttı.Güçlü durabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz.”
“2022 YILINDA TOPLAM 28 MİLYAR TL KREDİ KULLANDIK”
Sibel Kaya konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kapsayıcı büyümemiz ekseninde pozitif ayrımcılık yaparak Türkiye’de ilk ve öncüsü olduğumuz Kadın Girişimci Programı ile 2006 yılından bu yana finansman, eğitim, teşvik ve yeni pazarlara açılma anlamında ekosisteme katkıda bulunuyoruz. Kadın girişimcilerin finansman ihtiyaçlarına 2022 yılında toplam 28 Milyar TL Ancak biz her zaman kadın girişimcilere yönelik çalışmalarımızla finansman sağlayan bir kurum olmanın ötesine geçmeyi hedefledik. Türkiye’nin Kadın Girişimcileri Yarışması ile kadınların önündeki görünmez engelleri aşıyor, motivasyonlarını artırıyor, başarı hikayelerini duyuruyor ve rol model oluyor. Bini geçen başvuru sayısı 2007’den bu yana her alanda kadın girişimcilerin başarısına tanık olduk. Bu bağlamda yarışa başvuran, finale kalan ve kazanan tüm kadın girişimcileri kutluyorum. 17 yıldır olduğu gibi maddi ve manevi desteklerimizle kadın girişimcilerin yanında olmaya devam edeceğiz.”
“KADIN GİRİŞİMCİLER İLHAM VERİR, GÖNÜL VERİR”
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, “Türkiye’nin Kadın Girişimcileri Yarışması benim için birçok açıdan çok önemli ve çok değerli bir yarışma. ulusal ve uluslararası birçok yarışmadan ödüllerle dönen, yolun başında olan kadın girişimcilere ilham ve cesaret veriyor. ‘Acaba yapabilir misin’, ‘Yapamazsın’, ‘Bir kere deneyelim’ gibi yarışmaya başvuran her kadın soruyor, ‘Yapabilirsin’ diyor. Yarışmamıza başvuran, finale kalan ve kazanan tüm kadın girişimcilerimizi yürekten kutluyorum.
The Economist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz da şunları söyledi:
“Bu yarışmanın Türkiye’nin kadın girişimci ekosistemine büyük katkı sağladığını görüyoruz. Geçmişte de bu yarışmada adından söz ettiren çok değerli kadın girişimciler başarılarını taçlandırarak devam ettiler. Firmalarını yerliden milliye taşıdılar. , ulusaldan globale, Borsa İstanbul’da halka sunmayı başardı.’İş hayatında asla kaybetmezsin, ya kazanırsın ya da öğrenirsin’. Tecrübeni artır, hayallerinin peşinden koşmaya devam et.”
“DAHA ÖNCE 3 KEZ FİNALİST OLDUM”
Türkiye’nin Kadın Girişimcisi seçilen Ayla Müstecaplıoğlu, “Bu yarışmaya 4. kez katılıyorum. Daha önce 3 kez finalist oldum. Bir gün bu ödülü almayı çok istiyordum, çok mutluyum.” .”
KAZANANLAR HAKKINDA
Ayla Müstecaplıoğlu/ “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi”
“Mamajoo Sağlık İşleri, en büyük oğlu dünyaya geldiğinde yurt dışında gördüğü kaliteli bebek eserlerinin Türkiye’de olmadığını anlamış ve bu ürünleri ithal ederek bebek ürünleri sektörüne adım atmıştır. Uzun yıllar ithalatçı olarak çalıştıktan sonra, kendisi de üretim yapmaktadır.Üretici olarak da ihracat yapmaktadır.Ülke ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla alt yapı çalışmalarına başlamıştır.2011 yılında Mamajoo markasını yaratarak Türkiye’nin ilk bebekleri emzirirken gaz oluşumunu önleyen antikolik valfli biberonunu üretmiştir. 2013 yılında ilk ihracatını Çin’e yaptı. 2014 yılında Avrupa’da satışa başladı. 2016′ Türkiye ve Avrupa’da bir ilk olarak USB ile de çalışabilen elektronik göğüs pompaları üreterek şubenin yurtdışı bağımlılığını ortadan kaldırdı. 2021 yılı itibari ile Türkiye’de karanlıkta parlayan ve annelerin kolayca bulabileceği ilk gündüz&gece biberonlarını üretmiştir. Asya, Avrupa ve Afrika ülkelerinde distribütör ağını geliştirerek 20’den fazla ülkeye ihracat yapmaktadır. Mamajoo’yu kalitesiyle hem Türkiye’de hem de dünyada en çok tercih edilen marka haline getirmek için çalışmaktadır.
Favori Büyükacaroğlu/ “Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi”
Vivosens
Partneriyle birlikte yediklerinin vücut üzerindeki etkilerini araştırırken, bu alanda gerçek verileri alıp hızlı sonuç verebilen çok az uygulama olduğunu fark etti. Kullanıcıya hızlı ulaşabilen, ekonomik ve hızlı aksiyon alabilen uygulamalar geliştirmek amacı ile çalışmalarına başlamıştır. Kullanıcılara su tüketim seviyesi, pH, kalsiyum, vit-c, magnezyum gibi farklı parametrelerde sonuçları gösteren ve konutta yapılacak idrar testleri ile daha sağlıklı bir yaşam sürmeleri için tavsiyeler veren Vivoo’yu piyasaya sürdüler. A Serisi yatırım turunu artık tamamlayan bir girişim olan Vivoo, 70 kişilik ekibiyle 120.000’den fazla kullanıcıya ulaştı ve 1 milyondan fazla idrar test kiti dağıttı. Vivoo’yu en iyi sağlık ve zindelik uygulaması haline getirmek için kullanıcı deneyimini ve etkileşimini optimize etmeyi, kullanıcılarına daha fazla sonuç göstermeyi, zindelik alanında bütüncül bir bakış açısıyla hizmet vermeyi ve bu vizyonda çalışmalar geliştirmeyi planlıyorlar.
Kübra Yurtsever Kargı/ “Türkiye Bölgesinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimci”
Natuva Kokulu Üzüm
Eşinin ailesi aracılığıyla tanıştığı güzel kokulu üzümün Karadeniz Bölgesi’nde ekonomik değerinin olmadığını gördü. 2020 yılında kurumsal iş hayatından ayrılarak endemik kokulu üzümlerden sürdürülebilir tarım ile katma değerli ürünler üreterek bölge ekonomisine katkıda bulunmayı hedeflemiştir. Natuva markasını kurarak bölgede doğal olarak yetişen ancak henüz ekonomiye katılmamış endemik bir bitkiyi gün yüzüne çıkararak katma değer yaratmaya başladı. 2021 yılından itibaren güzel kokulu üzümlerden meyve suyu, marmelat, sirke, erişte turşusu, koruk suyu, yaprak turşusu ve dondurulmuş üzüm üretimi yapmaktadır. Karadeniz Bölgesi’ndeki köylerden toplanan üzümlerle Maçka ilçesinde kadınlara mevsimlik ve tam zamanlı istihdam sağlayarak üretim yapmaktadır. Natuva markası ile ilk üretim sezonunda 7 ton üzüm işledi. Kasım 2022 itibarıyla 10 ton üzüm işleyerek 40 bin kavanoz ürün elde etti. Natuva’yı Karadeniz Bölgesi’nde güzel kokulu üzüm denilince akla gelen, yerel halkla birlikte ekonomiyi canlandıran, çevreye ve insana faydalı, sürdürülebilir bir marka haline getirmeyi hedeflemektedir.
Müge Baltacı/ “Türkiye’nin Sosyal Etkileyici Kadın Girişimcisi”
köstebek
İTÜ Çevre Mühendisliği’nde okurken illerin altyapısını belirlemek amacıyla katı atık depolama/geri dönüşüm ve atıksu/içme suyu arıtma tesislerini ziyaret etti. Staj deneyimlerinde teknolojinin doğru kullanılması ve sürecin kontrol altına alınmasının iklim krizine olumlu etkisi olabileceğini fark etmiş ve Mole projesini geliştirmiştir. Kasım 2021’de TÜBİTAK BİGG 1512, bireylerin ve şirketlerin elektronik atıklarını uçtan uca hibe bazında yöneten entegre e-atık yönetimi platformu Köstebek’i kurdu. Köstebek, taşınabilir uygulaması ile ülkemizdeki e-atık geri dönüşüm süreçlerini dijital platforma taşıdı. Ayrıca atık görselleri ile veri havuzu oluşturarak yılsonu elektronik atık bilançolarını hem kurumlara hem de uluslararası raporlara sunmaktadır. Mole portable uygulaması, kıt ve tükenen değerli metallerden ikincil hammadde üretimine katkıda bulunurken, 2030 yılına kadar çevresel hasarın azaltılmasına yardımcı olur. İlk yılında 800 haneden topladığı 7.500 atık ile dezavantajlı gruplarda yer alan 150’den fazla kadın, çocuk ve hayvana destek sağladı. köstebek ekibi ile oluşturduğu e-atık platformu ile elektronik atıklarda bulunan altın, bakır, gümüş gibi değerli ağır metallerin ekonomiye kazandırılmasını hedefliyor. Mole Dijital Platformu ile 2030 yılına kadar elektronik atıklardan kaynaklanan karbon salınımını yüzde 50 oranında azaltırken, kayıp milli gelirimizi artırmayı hedefliyor.
